Kalıcı makyaj konusunda Ankara’nın ilklerindensiniz. Başkent’in güzelliğine düşkün hanımları sizi gayet iyi tanıyor ancak bu işe nasıl başladınız sizden dinleyebilir miyiz?
Aslında güzellik sektörüne gireli çok uzun yıllar oldu. 20 yılı aşkın…Tabii o zamanlarda kalıcı makyaj bu kadar popüler değildi. Elbette kalıcı makyaj yapıyordum fakat daha çok belirli yaş üstü hanımlara çünkü biliyorsunuz ki yaş ilerledikçe kaşlarda azalma oluyor, gözlerde canlılık azalıyor, dudaklarda pigment kayıpları oluyor. Tabii o dönemde şimdiki gibi cihazlar, boyalar (pigmentler) kaliteli değildi. Zaman geçtikçe kalıcı makyaj biraz daha yaygınlaşarak şimdiki haline geldi. Talep çoğaldıkça cihazlar ve pigmentler de çok üst kaliteye ulaştı. Çoğu zaman hanımlara kaş işlemi yaparken şunu düşündüm; “Keşke çok daha doğal bir işlem yapabilsem” çünkü eskiden işlem kaşlara dövme şeklinde yapılıyordu ve çok doğal durmuyordu. Yaptıranlar tamamen ihtiyaçtan yaptırıyordu. Ben gençlerin de yaptırmasını istiyordum ama onlara işlem yapabilmem için çok doğal yapabilmem gerekiyordu. Sürekli nasıl olur diye düşünüyordum. Bir akşam evde resim yaparken (portre) kaşları ne şekilde boyadığımı farkettim ve o anda durdum. Büyük bir heyecanla “tamam” dedim çünkü portredeki kaşları kıl şekilleri çizerek yapıyordum. Hemen bir kağıda kaş şablonu çizdim ve içini kıl kıl doldurdum. Evet olmuştu! Ertesi gün işe gittiğimde kaş için gelen müşterime dedim ki; eğer bana güvenebilirseniz size yeni bir teknik denemek istiyorum. Güvendi ve denedim. O anki korkumu size anlatamam… Ama oldu ve üstelik müşterim ona kıl ektiğimi sanarak; “Gürcan Hanım müthiş oldu, bunu kimse anlamaz sanki benim kendi kaşım” dedi. Kıl ekmediğimi, boyayla derinin altına kıl şekilleri çizdiğimi anlattım. Sosyal medyada (o zaman sadece Facebook vardı) yaptığım işi yayınladım. Çok ilgi çekti. Sonra daha çok araştırmaya başladım. Yabancı ülkelerde de örneklerini gördüm. Demek ki benim gibi düşünen meslektaşlarım da varmış. İşte o gün bugün artık kalıcı makyaj büyük bir sektör oldu.
“HİÇBİR ZAMAN BİR MARKA KURMAK HAYALİNDE OLMADIM”
Markanızı ne düşünerek, neyi amaçlayarak kurdunuz? Şu anda geldiğiniz noktayla karşılaştırdığınızda ilerlemenizi nasıl değerlendirirsiniz?
Ben gerçekten bir marka kurmak hayalinde hiçbir zaman olmadım. O yüzden bir marka ismi oluşturmayı da düşünmedim. Kendi adımla yani Gürcan Bilge olarak başladım ama zamanla kendiliğinden, ben hiç marka olma çabası sarfetmeden oluştu. Hatta bana “Gürcan Hanım siz çok büyük bir markasınız” dediklerinde, gülümseyerek “Öyle mi?” diye sorarım. Ben hiçbir zaman yaptığım işe ticaret kafasıyla bakmadım çünkü ben sanata aşığım. Geldiğim nokta elbette çok gurur verici ve tatmin edici. Rabbime şükürler olsun. Bundan sonrası da eminim kendiliğinden gelecek. Bir beklentim olmadı ama Rabbimin bana verdiği bütün güzelliklere şükredeceğimi biliyorum.
İşinizin size en çok keyif veren yanı hangisi?
Ben her işleme başlamadan önce çok heyecanlanırım. Yıllardır artık sayısını bilmediğim işlemlerin hepsinde aynı heyecanı hissettim. Çok güzel bir duygu. Bütün yaptığım uygulamalar benim eserim çünkü hiçbiri diğerine benzemez. Tıpkı çizdiğim tablolar gibi… Kendimi tablo çiziyor gibi hissederim. Tek fark canlı tuvale olması. Ve tabii ki işlem bittiğinde ve müşterime aynayı verdiğimde “Gürcan Hanım siz gerçek bir sanatçısınız” demeleri paha biçilmez.
Kalıcı makyajda en çok tercih edilen isimlerden birisiniz, bunun sebebi nedir sizce?
Resim yaptığım için gözlerim simetriyi çok iyi algılıyor ve boyaları (pigmentleri) çok iyi tanıyor olmamdan dolayı, yaptığım işlemler gerçeğe çok yakın oluyor. Ben bir işlem yaparken, bu kaş işlemi, göz işlemi (eyeliner, dipliner) veya dudak renklendirme işleminden hangisi olursa olsun, kişinin doğallığını bozmadan ve yüzüne en uygun olanı yapmamdan dolayı tercih ediliyor olabilirim. Müşterilerilerimden çokça duyduğum cümle “Yaptığınız işlemler basma kalıp değil, herkese yakışanı yapıyorsunuz.” Bu da büyük ihtimalle benim sanatçı olmamdan kaynaklı bir tercih sebebi oluyor.
Bir kadın girişimci olarak sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güzellik sektörü her zaman var olacak bir sektördür, dolayısıyla çok geniş bir iş imkanı yaratıyor. Genç kızlarımız ve hanımlarımız önce eğitimini alıp daha sonra iş hayatlarına bu sektörde devam edebilirler. Kültürel yapımızdan dolayı kızlarımız ve hanımlarımız için çok uygun bir meslek.
Şimdi kalıcı makyaj konusuna değinmek istiyorum biraz çünkü bu güzellik sektörünün bir dalı da kalıcı makyaj. Fakat altını çizmek istediğim bir nokta var; kalıcı makyaj, güzellik işinden farklıdır çünkü o bir sanattır. Kalıcı olduğu için de çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bundan dolayı bazen sadece eğitim yeterli değildir. Yani bu yetenek Allah vergisidir. Dolayısıyla bunları ayırt etmek çok önemlidir.
“NE YAPARSAN YAP AŞK İLE YAP”
İş hayatındaki başarınızın sırrını neye borçlusunuz?
Kenan Doğulu’nun şarkısından bu alıntıyı çok seviyorum: “Ne yaparsan yap aşk ile yap.” Yani bahsettiğim gibi ben sanata aşığım… Ve tabii ki yılmadan çalışmak ama öyle böyle değil, insan kapasitesini aşacak kadar çok çalışmak!
Merkezinizi farklı kılan nedir?
Butik çalışmam ve en önemlisi kalıcı makyaj işlemlerini bizzat kendim yapıyor olmam. Bu konuda müşterilerimi çalışma arkadaşlarıma teslim etmeden, bizzat işlemleri kendim yapıyorum. Diğer işlemlerde profesyonel ekibim zaten bize yakışacak şekilde güleryüzleriyle misafirlerimize bütün konforu sağlıyor.
Genç girişimcilere neler tavsiye edersiniz?
Genç girişimcilere tavsiyem şöyle; ilk önce seçtikleri mesleği gerçekten ne kadar istiyorlar emin olmaları gerekiyor çünkü başarılı olabilmeleri için işlerine aşk ile sarılmaları gerekiyor. Zaten aşk olan yerde bıkkınlık, usanmışlık olmaz. Bu da yorulmadan çalışmak demek… Böyle olunca başarı kaçınılmaz oluyor.
Türk kadınının güzellik adına en çok yaptığı hatalar neler?
Benim en çok dikkatimi çeken başkalarına yani mesela hayran olduğu bir ünlüye benzemek istemeleri veya arkadaşında görüp çok beğenip aynısını yaptırmak… Bu büyük bir hata oluyor çünkü herkesin yüz şekli farklı. O zaman üzerine üç beden büyük bir kıyafet giymiş gibi oluyor; yani ona ait değil. Diğer bir hata ise ekonomik sebeplerden dolayı arzu ettiği merkeze gidememek ve belki diyerek başka yerleri denemek. Bu işlemlerde özellikle yüzümüz söz konusu ise iyice düşünmek ve araştırmak gerekiyor. Olmuyor ise uygun koşulları bekleyerek doğru yere işlem yaptırmak gerekiyor.
“GÜZELLİK KENDİN GİBİ, RUHUN GİBİ OLMAKTIR”
Güzellik sizin için ne anlama geliyor?
Güzellik benim için kendin gibi olmaktır. Ruhun gibi olmaktır. Gerektiğinde profesyonel kişilere ufak dokunuşlar yaptırarak zaten var olan güzelliğine güzellik katmaktır. Bunların en başında bakımlı olmaktır. Güzellik kendini iyi hissetmek, mutlu hissetmektir.
Sizce güzellik anlayışı ileride nasıl şekillenecek?
İleride inşallah özlenen doğal güzelliğe dönüş yapılır.
Merkezinizde hangi hizmetleri veriyorsunuz?
Merkezimde bildiğiniz üzere kalıcı makyaj, 3D kıl tekniği veya pudralama kaş işlemleri, eyeliner, dipliner göz işlemleri, kalıcı dudak renklendirme işlemleri (bunlar benim alanıma girenler) yapılıyor. Yeni nesil bölgesel incelme, gıdı toparlama, ameliyatsız yüz germenin yanı sıra el değmeden bugünkü koşullara uygun cilt bakımlarını gerçekleştiriyoruz. Kaş laminasyonu, kirpik lifting ve keratin bakımı ayrıca el ve ayak bakımı, manikür, pedikür (arzu edenlere medikal manikür ve pedikür), kalıcı oje işlemleri ile hizmet veriyoruz. En çok rağbet gören tabii benim yaptığım işlemler; bunlardan da en popüleri 3D kıl tekniği kaş işlemim.
Dolgu ve botoks yaptırmış kişilerde kalıcı makyajı öneriyor musunuz? Örneğin dudak dolgusunun, alına, kaşa yapılan botoksun kalıcı makyaj için avantajı ya da dezavantajı var mı?
Dolgu ve botoks işlemi yapılmış kişilerde kalıcı makyajın bir olumsuz etkisi yok fakat bokstan önce işlem yapılırsa daha iyi oluyor çünkü benim yaptığım işlem kalıcı o yüzden kişinin doğal haline işlem yapmam daha sağlıklı olur. Henüz kaşlar botokstan dolayı kalkmamış oluyor ve ben ona göre şekillerini ayarlıyorum. Daha sonra benim yaptığım şekle göre kaşların ne kadar daha kalkabileceğine hekim karar veriyor. Sonrasında botoksun kullanım ömrü bittiğinde kaşlarda keskin bir düşüş olmaması açısından ben bu şekilde öneriyorum.
“ÇOK GENİŞ BİR HAYAL DÜNYAM VAR”
Güzellik merkezinizin isminde de “Art of Beauty” olarak belirttiğiniz gibi, güzellik gerçekten de bir sanat ve siz de sanatçı ruhlu bir kadınsınız. Bunun yansımasını stilinizde de görüyoruz. Modayı yakından takip eder misiniz?
Evet sizin de dediğimiz gibi güzellik bir sanat gerçekten kelimenin tam anlamıyla. Modayı aşırı takip etme alışkanlığım yok ve hiçbir zaman da olmadı. Kendi tarzımı sanırım çok küçük yaşlarda oturttum ve tarzımdan hiç ödün vermedim bu güne kadar. Benim çok geniş bir hayal dünyam var. Belki de o yüzden hayal edip üzerimde uyguluyorum. Kıyafet seçimlerimde asla “Bunu burada mı giysem” veya “Bu kıyafetim günlük kıyafete uygun değil” deyip sınırlama koymadım. Çok renkli bir kişiliğim olduğu için o an canım ne giymek istiyorsa, ruhum hangi rengi istiyorsa, kendimi dinlerim ve şımartırım. Bu konuda çok cesurum. Fazla makyaj yapmayı sevmem ama saç şeklim, saç rengim benim için çok önemli. Artık saçlarım tarzımla bütünleşti. İnsan kendine yakıştırdığını giymeli, kullanmalı. İşte o zaman herkes kendi sanatını sergiler. Ben öyle yapıyorum.
“KAPSÜL BİR KOLEKSİYON HAZIRLADIM”
Bazı kıyafetlerinizi kendiniz dikiyorsunuz. Aynı zamanda bir kapsül koleksiyonunuz olduğunu da öğrendik. Biraz bu projeyi anlatır mısınız?
İşte şimdi heyecanlandım! Evet uzun yıllardan beri kendi kıyafetlerimi tasarlıyorum. Hatta daha bilinçli yapabilmem için yıllar önce stilistlik okudum ve deneyim kazanmak için iyi bir giyim firmasında çalıştım bir süre. Kıyafet benim için çok önemli ve olmazsa olmazlarımın arasında. Doğru duymuşsunuz kapsül bir koleksiyonum var. Benim tarzımı yansıtan, kumaşlarını özenle seçtiğim ve tasarladığım çok özel parçalar. Takipçilerimin ve müşterilerimin yoğun isteği üzere, geçen sene kendime bir hedef daha koydum ve inşallah bunu en kısa zamanda yürürlüğe geçireceğim. Kişiye özel tasarımlar, benim imzamı taşıyacak özel kıyafetlerin üretimine geçeceğim. Hatta bir kaç kişiye, bunların içinde bir de yurt dışı var, bu projeyi uyguladım ve çok başarılı oldu. Daha resmi olarak duyurmadım ama Allah’ın izni ile yakında duyuracağım. Benim için inanılmaz heyecan verici bir başlangıç.
Yine sanatçı yönünüzden devam edersek, resimle de çok ilgilisiniz. Bir sergi açmayı düşünür müsünüz?
Resim yapmaya küçükken başladım. Sanırım ben çizmeyi ve çizdiklerimin bir gerçeğe dönüşmesini seviyorum. Aslında resim çizmek benim için kendimi ifade etmek gibi… Bazen o ifadeyi kaleme döküyorum ve ortaya güzel şiirler de çıkıyor. Yani ben sanırım hep çiziyorum aslında ama farklı olan şu; hayallerimi, duygularımı, umutlarımı, yüreğimi çiziyorum. Daha çok portre çizmeyi seviyorum çünkü yüz çizerken duygularımı daha kolay ifade edilebiliyorum. Elbette sergi açmayı çok isterim üstelik artık tek başıma bir sergi açabilecek sayıya ulaştı resimlerim.
“BEN ÇOK NET, ŞEFFAF BİR İNSANIM, KENDİMLE BARIŞIĞIM”
Sosyal medyayı da oldukça aktif kullanan birisiniz. Sizi paylaşımlarınızda her zaman enerjik ve pozitif görüyoruz. Nasıl her zaman olumlu olmayı başarıyorsunuz, hayatta size enerji veren, mutlu eden şeyler neler?
Ben güneşi, karı, yağmuru hatta fırtınayı çok severim. Tek sevmediğim sisli hava çünkü sisli havada her şey gridir, pusludur, önünü göremezsin ve endişelenirsin. Endişeler de enerji kaybettirir. O yüzden ben çok net, şeffaf bir insanım, kendimle barışığım. Köyde doğdum, şehirli olmak için de hiç çaba harcamadım. Neysem oyum. Elbette benim de üzüntülerim olur zaman zaman ama ben duygularımı çok yoğun yaşadığım için bu sayede üzüntülerimi çok çabuk tüketmeyi başarırım. Bir de zannediyorum hiperaktifim. Yapacak o kadar çok şey var ki, olumsuz düşünmeye vaktim olmuyor. Ve en önemlisi kendimi gerçekten seviyorum tıpkı bir bebek şefkatiyle. Aa unuttum, bir de sabahları bir kaşık propolis yiyiyorum! (gülüyor)
Çekimimizi Gölbaşı’ndaki çiftlik evinizde gerçekleştirdik. Buranın dekorasyonuna bir katkınız oldu mu? Evinizde en keyif aldığınız, en çok vakit geçirdiğiniz alan neresi?
Yıllardır hayalini kurduğum çam kokan eve sahip oldum şükürler olsun. Dekorasyonu tamamen eşimle bana ait. Çok keyif alarak yaptık tabii ve evimi çok seviyorum. Aslında inanın çok yoğun iş tempomdan dolayı daha tadına varamadım evimin. Ama olsun, bazen şömineyi yakıp, önünde yerdeki posta oturup, gözlerimi kapatıp, hayal kurmayı seviyorum.
Burada köpeklerinizle birlikte yaşıyorsunuz. Hayvanlarla aranız nasıl?
Bir köy çocuğu olarak bütün hayvanlarla haşır neşir büyüdüm. Hiçbir canlıdan korkmam ve tiksinmem. Onlara çok büyük sevgi ve saygı duyarım. Benim köpeklerime gelince onlar ailenin fertleri. Benim çocuklarım gibi. Onlarsız bir hayat çok yavan olurdu. İş tempomdan dolayı eve çok yorgun geliyorum. İlk yaptığım şey yanlarına gitmek. Onların o ıslak burunları yüzüme değdiğinde bütün yorgunluğum gidiyor.
Şimdiki hayalleriniz neler, bundan sonra neler yapmak istiyorsunuz?
Kendi mesleğimde yeterince tatmin edici noktaya ulaştım şükürler olsun. Bundan sonra da devam edeceğim tabii ama yeni projemi, tasarım kıyafetlerimi artık hayata geçirme vakti geldi. Aslında o kadar çok şey yapmak istiyorum ki… Zamanla inşallah hepsi teker teker başarılarıma dahil olacaklar. Nasıl olsa beni zamanım çok… (gülüyor) Biliyor musunuz ben her gün rutin dualarımı ettikten sonra “Allahım bana 100 yaşıma kadar ömür ver” derdim. Bir gün birden dedim ki “Allahım ben yıllardır dilime doladım 100 yaş diye, belki sen daha fazlasını verecektin. Tamam 100’ün üstü olsun” diye dua ettim. (gülüyor) O yüzden bende projeler hiç bitmez…
GÜRCAN BİLGE ART OF BEAUTY
Park Cad. Dragos Villaları Prof.Dr Ahmet Taner Kışlalı Mah. No:7
Çayyolu/ANKARA
Telefon: (0312) 467 07 02 & (0530) 350 70 14
info@gurcanbilge.com.tr