Çarşamba, Ekim 23, 2024

Prof. Dr. Kamil Gülpınar’dan “Obezite Cerrahisi”

Obezite ve obezite cerrahisi ile ilgili en çok merak edilen soruları Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kamil Gülpınar'a sorduk. Obezitenin kendisinin bir hastalık olmasının yanı sıra pek çok ciddi hastalığa da yol açtığının altını çizen Gülpınar, obezite ameliyatları ve cerrahi olmayan yardımcı yöntemler hakkında bilgi verdi.

spot_img

Obezite nedir, nasıl teşhis ediyorsunuz?

Obezite kelime anlamı ile vücutta aşırı miktarda yağ depolanmasıdır ancak her fazla kilolu insana obez demiyor veya obezite tanısı koymuyoruz. Obezite tanısı koymak için çeşitli yöntemler var, en çok kullanılanı vücut kitle endeksi. Bu da kilonun boyun karesine bölünmesi ile elde edilen değerdir ve 30’un üstünü 1’inci derecede obez olarak değerlendiriyoruz. Bu değerlerin daha üstündeki hastaları da tedavi ve ameliyat edebilmek için değerlendirmeye alıyoruz.

Obezitenin yarattığı psikolojik sorunları hepimiz biliyoruz ancak yarattığı ciddi fiziksel sorunlardan bahseder misiniz?

Obezite psikolojik bozuklukların yanında birçok fiziksel hastalığa da yol açıyor. Bunlardan en önemlileri tip 2 diyabet (şeker hastalığı), hipertansiyon, kan yağlarında yükseklik, karaciğer yağlanması, böbrek fonksiyonlarında bozulma, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, kolon, meme, mide, yumurtalık ve rahim kanseri görülme sıklığında artış, astım, derin toplar damarlarda yetmezlik ve pıhtılaşma gibi saymakla bitmeyecek yandaş hastalıklardır.

HER KİLOLU HASTA AMELİYAT EDİLMEZ”

Tanı koyulduktan sonra cerrahi uygulamalara ne zaman karar verilir? Bunun kriterleri neler?

Obezite tanısı konulduktan sonra hastayı ameliyat edebilmek için hastanın uzun bir tetkik, tahlil ve konsültasyon sürecinden geçmesi gerekmektedir. Obezite kendisi başlı başına bir hastalık olmasının yanında birçok sistemi tutarak çeşitli hastalıklara yol açabilmektedir. Bu nedenle hastaları biz cerrahlar haricinde endokrinoloji, göğüs hastalıkları, kardiyoloji, psikiyatri ve anestezi bölümleri de görüp değerlendiriyor. Ayrıca hastaların hepsine ameliyat öncesi endoskopi ve karın ultrasonografisi yapılıyor. Tüm bu süreç sonunda hastaların ameliyata hazır olduğu kararı veriliyor.

Ayrıca her kilolu hasta ameliyat edilmez, bunu belirlemede vücut kitle endeksi değeri önemlidir. Bunun en az 35 ve üzeri olması ve eşlik eden hastalıkların varlığı da ameliyat kararı alınmasında önem taşır.

Obezite ameliyatlarının çeşitlerini sizden dinleyebilir miyiz?

Tüm dünyada ve ülkemizde sıklığı çok hızlı bir şekilde artan obezite hastalığını ameliyat ile tedavi edebilmekteyiz. Bugün en çok uyguladığımız iki yöntem tüp mide ve RNY Gastrik Bypass operasyonları. Tüp midede mide dikey olarak bölünür ve %80’lik kısmı alınır. Böylece hastanın çok daha az gıda ile doyması sağlanır. Ayrıca midenin çıkarılan kısmından salınan açlık hormonu (ghrellin) düzeyi çok azalacağından, hastanın açlık hissi de azalır.

Rny gastrik bypass ameliyatında ise midede küçük bir cep oluşturulduktan sonra bağırsak buraya getirilerek yeni bir yol oluşturulur ve belli bir uzunlukta bağırsak sindirim işlemi dışında kalır. Burada hem yeme kısıtlanır hem de emilim azaltılır.

Obezite derecesinde olmasa da fazla kilolarından şikayetçi olan kişiler de cerrahi yöntemlere başvurabilir mi? Bu durumdaki kişilere ne önerirsiniz?

Obezite derecesinde olmayan hastaları ancak eşlik eden şeker hastalığı varlığında ameliyat için değerlendirmeye alabiliyoruz. Ancak şeker hastalığı yok ise bu hastalara ameliyat önermiyoruz. Bu durumdaki kişilere kilo vermeye yardımcı yöntemler olan mide balonu veya mide botoksu ile birlikte diyet ve egzersiz öneriyoruz.

Obezite cerrahisi için gerekli koşulları karşılamayan ancak diyet ve spor ile kilo veremeyen kişiler için, cerrahi olmayan uygulamalar var mı?

Fazla kilosu olan ancak ameliyat olabilmek için gerekli koşulları sağlamayan hastalara kilo vermeye yardımcı yöntemlerle yardımcı oluyoruz. Bunlar mide balonu ve son zamanlarda uygulamaya başladığımız, etkinliği değişkenlik gösteren mide botoksudur. Mide balonu kilo fazlası 15-25 kg olan ve kilo vermekte zorlananlar için uygunken, mide botoksu ise 5-10 kg fazlalığı olanlar için uygun olabilmektedir ancak etkinliğinin değişken olduğu unutulmamalıdır. Balon midede yer kaplayarak daha az gıda ile doygunluğa ulaşılmasını sağlarken botoksta amaç mide kaslarını geçici olarak felç ederek mide boşalmasını geciktirmek ve tokluk süresini uzatmaktır.

Ameliyattan sonra hastalar dilediği gibi yemek yiyebiliyor mu? Tekrar kilo almak söz konusu mu? Alındığı takdirde tekrar ameliyat olunabilir mi?

Hastalar ameliyat sonrası diyetisyenimiz tarafından takip edilmekte ve diyeti kontrollü bir şekilde ayarlanmaktadır. Ancak bu hastaların ömür boyu diyet yaptığı anlamına gelmemelidir. 3-6 ay sonra hastalar kademeli olarak normal gıdaları tüketmektedirler ancak bu süreçte biz hastalara sağlıklı beslenmeyi, hayata egzersiz katarak sağlıklı yaşamayı öğretiyor, yeni ve sağlıklı bir hayatın kapısını açmalarına yardımcı oluyoruz. Hastalar bu alışkanlıkları kazandıkları takdirde yeniden kilo almıyorlar ancak hasta uyumsuzluğu ve cerrahi teknik nedenlerle hastaların %5 ile %10’u yeniden kilo alabiliyor. Bu hastaların neden yeniden kilo aldığı saptanıp nedene yönelik tedaviler uygulanabilmekte. Bu tedavilerin yine en etkini revizyon ameliyatları olarak karşımıza çıkıyor. Yani hastaların yeniden ameliyat olarak kilo verme şansları bulunmaktadır.

Obezite cerrahisinden ne kadar süre sonra hamile kalınabilir?

Obezite cerrahisi için bize başvuran kadın hastalarımızın birçoğunun ortak sorusu bu oluyor. Biz hastalarımızdan bir yıl gebe kalmamalarını istiyoruz. Bir yıl sonunda gebe kalabilirler. Bu hastaların birçoğu obezite ameliyatı öncesi tüp bebek denemesi yapmış ve başarısız olmuş oluyor, yine çoğunda polikistik over sendromu bulunuyor. Obezite cerrahisi sonrası polikistik over hastalığında gerileme olduğu gibi bu hastaların doğurganlığında artış yaşanarak normal yoldan gebe kalabiliyorlar. Ayrıca obezite cerrahisi sonrası zayıflayan hastalarımız daha sağlıklı bir gebelik geçiriyor ve sonrasında doğum kilolarından daha rahat kurtuluyorlar.

Tüp mide ameliyatının şeker hastalığına bir etkisi var mıdır?

Tüp mide ameliyatları hem yarattığı hormonal etki, hem de kilo vermedeki etkinliği ile şeker hastalığını ortadan kaldırmada oldukça başarılı bir cerrahi yöntem. Yapılan çalışmalarda tip 2 şeker hastalığı olup ameliyat olan hastaların %80-85 oranında şeker hastalığının tam remisyona girdiği saptanmış.

Kliniğinizde aldığınız koronavirüs önlemleri neler?

Kliniğimiz koronavirüs önlemleri çerçevesinde dezenfeksiyon işlemlerine tabi tutulurken ayrıca maske mesafe ve temizlik üçlüsüne hassasiyetle özen göstermekteyiz. Görüşme sürelerini kısıtlarken, muayene ve görüşme sırasında klinikteki yoğunluğu azaltmak amacı ile randevuları aralıklı veriyor ve bir hasta yakınından fazla misafiri kliniğe almıyor ve herkesten de aynı hassasiyeti ve anlayışı görüyoruz.

Benzer Haberler

spot_img
spot_imgspot_img